- dik dik olmak
- v. stand up
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
diken diken olmak — dik duruma gelmek, dikleşmek Kâhyamın, pos bıyıkları kirpi sırtı gibi diken diken oldu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
diklaşmak — dik dik bakmak, ayakda durmak, beraber olmak, bir yerde aram eylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalkmak — nsz, ar 1) Gitmek üzere yerinden ayrılmak Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız. 2) den Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. H. Z. Uşaklıgil 3) den Uyanarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadıtmak — inat etmek, dik ba;lı olmak, boyun egmemek, I, 513bkz: kadıtmak geri dönmek, çekinmek; soğuktan ölmek. I I, 301 seyrekçe diktirmek. II, 301 inat etmek, dik başlı olmak, kimseye boyun egmemek. I, 513bkz: kadıtmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
T–V distinction — In sociolinguistics, a T–V distinction is a contrast, within one language, between second person pronouns that are specialized for varying levels of politeness, social distance, courtesy, familiarity, or insult toward the addressee. Contents 1… … Wikipedia
bakılmak — nsz, e Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak Öyle dik dik bakılmaya, sert hareketlere tahammül edemiyorlardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
diken diken — sf. 1) Dikeni bol 2) Dik duruma gelmiş, dikleşmiş Savcı, bıyıkları, saçları diken diken, dinliyordu. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller diken diken olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gün durumu — is., gök b. Güneşin dik açıklığının en büyük veya en küçük olduğu gün Gün durumu, biri yılın en uzun gününde (21 Haziran), öbürü yılın en uzun gecesinde (21 Aralık) olmak üzere yılda iki kez olur; birincisine yaz gün durumu, ikincisine de kış gün … Çağatay Osmanlı Sözlük